Son dönemde Türkiye’nin çeşitli yerlerinden uyuşturucu kartellerinin çatışma haberleri geliyor. Önceden Meksika, Brezilya ve Kolombiya gibi ülkelerde gördüğümüz haberleri ülkemizde de görür olduk. Sadece bu soruna hakkıyla eğilinse altından bu konuyla ilintili onlarca problem çıkıyor. Genç İşsizlik, bireysel silahlanma, kolay şekilde Türkiye Vatandaşlığı alma, ekonomik kriz ve denetimsizlik gibi birçok sorun bugün bizleri bu noktaya getirdi. Ortaya çıkan bu tablo Türkiye’nin uyuşturucu ile mücadeledeki karnesine telafisi zor eksiler yazdırıyor. Eskiden okul önlerinde ve barlarda torbacıların varlığını konuşurken, bugün limanlarda, havaalanlarında ve tır garajlarında tonlarca uyuşturucunun geçişini tartışıyoruz.
Kriz dönemlerinde birçok gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkenin yaptığı gibi Türkiye’de de “para gelsin de nasıl gelirse gelsin” anlayışı hakim olacak ki dünyanın çeşitli yerlerinden karanlık adamlar kolayca Türkiye vatandaşlığı alarak burada kendisini koruma altına alabiliyor. Yetmiyor, burada örgütlenerek başka uyuşturucu kartelleri ile alenen, üstelik kent meydanlarında çatışmaya girebiliyor. Peki, bu insanların üzerine neden yeteri kadar gidilemiyor?
Ne kadarlık sıcak para bu ülkenin geleceği olan gençlerin sağlığından ve canından daha değerli? Brezilya’dan, Sırbistan’dan, Rusya’dan, Filistin’den, Suriye’den gelen uyuşturucu baronlarının kariyerleri bizim gençlerimizin hayatlarından daha mı değerli?
Hazır seçim tarihi de netleşmişken hatırlatmakta fayda var. Uyuşturucu ile mücadeleyi ciddi bir proje ile parti programına koyan her parti binlerce gencin ve onların ailelerinin geleceğine bir umut olacaktır. “Cumhurbaşkanı adayı kim olacak” tartışmalarının yarısı kadar bu sorunlara eğilsek hepimiz için daha faydalı olacak.
Ve yine eklemekte fayda var. Politik gençlerden korkmayınız ey ülkeyi yönetenler. Bırakın gençler politize olsunlar, bırakın bir dünya görüşüne sahip olsunlar, bir amaç için mücadele etsinler. Amaçsız ve heyecansız kalan apolitik gençliğin düştüğü durum ortada.
Üniversite kampüsünde, sokakta, festival alanlarında hak arayan gençleri sindirdiniz, korkuttunuz, politik alandan uzaklaştırdınız. Bu boşluğu kimlerin doldurduğunu bugün acı acı tecrübe ediyoruz. Yapmayın.
Düşünen, amacı olan, sorgulayan, itiraz eden gençlerin bir kısmını yurt dışına kaptırdık, bir kısmını işsizliğe, bir kısmını bizzat cezaevlerine mahkûm ettik. Kalanın hali ise ortada. Yapmayın. Bu ülkenin gençlerine kıymayın. Kimlikten, inançtan, etnik kökenden bağımsız olarak hepsine sahip çıkınız. Bu devletin buna ihtiyacı var.
İlk yorum yapan siz olun