İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yaşlılar Neden Erken Kalkar?

Tahmini Okuma Süresi: 3 dakika

Ben çevremde öğlene kadar yatan yaşlı görmedim. Tanış olduğum ya da tanık olduğum yaşlıların neredeyse tümü sabahın erken saatinde kalkıyorlar. Yetişecek bir yerleri, gidecek bir işleri yahut dünyalık telaşları olmasa dahi… Peki, neden erkenden kalkar yaşlılar?

Üstelik gençliğinde tüm emeklilik hayalini alarmsız, kaygısız, öğlene kadar yatma üzerine kurmuşken.

Gençliğinde erkenden kalkıp gittiği tarlalara, fabrikalara, dükkânlara binlerce kez lanet etmişken…

Şimdi neden iradesiyle, üstelik hırs sayılabilecek bir şevkle erkenden kalkar?

Bunu alışkanlıkla açıklamak kolaycılık olur. Bana kalırsa temelinde daha derin arzular yatıyor.

Mesela zaman denilen acımasız gerçeğin kıymetinin bilinmesi…

Hayatın kendisinden çaldığı ne varsa onları telafi etme gayreti…

Tüm kötülüklerine rağmen dünyada bir saat daha fazla yaşamanın hala keyif vermesi…

Sanılanın aksine ölüm yaklaştıkça yaşamın kıymeti azalmıyor. Daha da önem kazanıyor. İnsan evladının yaşama içgüdüsü ölümün gerçekliğine direniyor. En çok da yaşlılıkta direniyor. Hani beden izin verse hiçbir yaşlı koşarak dünyayı dolaşma fikrini saçma bulmaz. Hani beden izin verse gençliğinde yarım kalan ne varsa birkaç senede onu da tamamlar. Bu arzuyu anlayışla karşılamak gerek. Ama bizim toplumumuzda maalesef yaşlıların bir köşeye çekilip usulca ölümü beklemesi ön görülüyor. Aksini yapmaya çalışan yaşlılar ise dünyaperes olmakla suçlanıyor. Ayıplanıyor. Oysa biraz çocukluğumuza dönsek, oradaki heyecan ve duygularımızı anımsasak yaşlıları daha iyi anlarız. Çünkü benzer durumlar söz konusu. Mesela;

Denizde suyun tadını çıkaran çocukları ebeveynleri çağırdığında çocukların tepkilerini gözlemleyin. Eve gitme vakitlerinin geldiğini, denizden çıkacağını anlayan her çocuk gitmeden evvel anlamsızca suda hareketler yapar. Suya dalar çıkar, sırt üstü, kurbağalama derken anlamsız kulaçlar atarak son dakikalara her şeyi sığdırmak ister. Sudan çıkmadan evvel ne kadar keyif alırsam o kadar kar mantığı çocuğa o hareketleri yaptırır

Yaşlılar da o misal, sudan çıkma vakti geldikçe bir çocuk gibi tutunmak ister dünyaya. Sabah erkenden kalkar. Öyle ya ne kadar dünyada kalsa o kadar iyi… Sabah doğan her güneş kıymetli, yenen her yemek lezzetli, içilen her su şifalı, gerçekleşen her sohbet keyifli, anlatılan her anı geçmişe yapılan mucize bir yolculuk…

O yüzden sabahları erkenden işe giderken yollara düşmüş yaşlı gördüğümde şaşırmıyorum, sabahın erken saatlerinde parklarda oturan yaşlı gördüğümde şaşırmıyorum. Şehrin bir ucundan diğer ucuna tüm gün seyahat ederek ücretsiz biniş kartının tadını çıkaran yaşlıları da ayıplamıyorum. Maalesef başka seyahat seçenekleri yok çünkü. Avrupalı akranları gibi fırsatları olsa dünyayı dolaşırlardı, yeni yerler, yeni insanlarla tanışır öylece veda ederlerdi yeryüzüne. Ama şuan tek yapabildikleri toplu taşıma araçlarında sosyalleşmek…

Kısacası dostlar, yaşlıların erken kalkmak için gayet ayakları yere basan, temeli olan gerekçeleri var. Bize düşen onların hayatlarını, yapmak istediklerini yapmaları için şartlarını kolaylaştırmak. Uygun şartlar oluşturulduğunda onlar zaten bu hayatın da zamanın da kıymetini hepimizden iyi bildikleri için bu hayatın tadını bizden daha iyi çıkaracaklardır.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir