İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sınıfta Kalanlar

Tahmini Okuma Süresi: 3 dakika

Özel Sağlık Kurumları Sınıfta Kaldı

Geçtiğimiz senelerde inşaat sektörünün yaşadığı ekonomik krizin öncesinde birçok aklı başında ekonomist, inşaata dayalı ekonomik kalkınma planının bir balona dönüştüğünü, her an patlayabileceğini, birçok platformda dile getirmişlerdi. Nitekim gelinen nokta haklılık paylarının sağlaması gibi oldu maalesef. Bugünlerde ise sayıları her geçen gün artan özel sağlık kuruluşlarının özellikle pandemi sürecinde beklenen faydayı sağlayamaması ile birlikte inşaat sektöründe ön görülen akıbetin özel sağlık kurumlarınca yaşanıp yaşanmayacağı tartışmaları yapılıyor.

Pandemi süreci ile birlikte sağlığın, sağlık kuruluşlarının önemi bir kez daha anlaşılmakla birlikte, kritik derecede önemli bir alanda tamamen kar/zarar hesabı ile hareket eden özel sağlık kuruluşlarının varlığı da tartışma konusu oldu. Şuan bu tartışmalar pandeminin gölgesinde kalsa da,  virüsten kurtulduğumuzda, özel sağlık kuruluşlarının varlığı tartışılacak sanırım. Çünkü özel sağlık kuruluşları pandemide kamu hastanelerinin yükünü almakta hem yetersiz kaldı hem de fiyat tarifelerine yaptıkları zamlarla “insaf” dedirtti.

Pandemi sürecinde Türkiye Tabipler Birliği’nin Özel Sağlık Kuruluşları ile ilgili yayımladığı raporundan bir bölümü meseleyi özetlemesi açısından olduğu gibi paylaşıyorum;

“COVID-19 pandemisinin ilk gününden beri özel sağlık kurumlarının yaşanan salgına yaklaşımı beklendiği üzere tümüyle ekonomik oldu. İstanbul’un “Wuhan”a döndüğü günlerde de, Anadolu’nun salgınla tanışmasında da, salgının ilk dalgısının ikinci pikini yaşadığımız bugünlerde de özel sağlık kurumlarının talepleri ağırlıkla Sosyal Güvenlik Kurumu’nun COVID-19 hastaları için yaptığı ödemelerin arttırılması üzerinde şekillendi. Aslında bu istek, talep ve kamoyunu oluşturma gayretlerinde şaşıracak bir durum yok. Çünkü özel sektör, “hayır kurumu” değildir. Toplumun yararını düşünen bir “kamu kurumu” hiç değildir. Aksine özel sağlık kurumları, oluşturulan “sağlık piyasasına” kâr etmek için giren girişimcilerin kurduğu yapılanmalardır. Kuşkusuz amaçları öncelikler kârdır.”

Sağlık Emekçileri Sesini Duyuramıyor

Pandemi sürecine özel sağlık kuruluşlarının doğası gereği kar zarar hesabı ile yaklaştıkları, fakat bu yaklaşımın özellikle sağlık sektöründe sıkıntılı durumlara yol açtığı aşikar. Aynı durum özel sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık emekçilerine yaklaşımda da kendisini gösteriyor. Her özel işletme gibi özel sağlık işletmeleri de personeline “gider kalemi” gözüyle bakıyor. Bu bakış açısından özel sağlık kuruluşlarında çalışan Doktorlar, Hemşireler, ATT’ler, Paramedikler ve diğer sağlık emekçileri zarar gördü ve görmeye devam ediyor. Fazla mesai ve düşük ücretle mesleklerini yapmaya çalışan sağlık emekçileri seslerini duyurma noktasında sorun yaşıyorlar.

Yüksek Zamlar Sorunu Aşılamıyor

Cumhuriyet Gazetesi’nin 6 Mayıs 2021 tarihinde “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 28 Nisan 2021’de yayınlanan Sağlık Uygulama Tebliği’ne (SUT) göre sağlık hizmetlerinde yüzde 20’e varan bir zam yapıldı.” haberini geçmişti. Haberde bahsedilen yasal zammın üzerinde zam yapan özel sağlık kuruluşları da o dönem tartışma konusu olmuştu. Sağlık Bakanlığı kamu hastanelerinin yükünü azaltmak için özel sağlık kuruluşlarından aldığı hizmete ödediği ücreti artırmış fakat özel hastaneler maalesef bu zammın da üzerinde fiyatları kovidli hastalara dahi yansıtmıştı. Yazının başında belirttiğim gibi, henüz atlatılamamış kitlesel bir salgınla mücadele edilirken, bu krizi fırsata çevirmek isteyen bazı uyanık(!) özel sağlık kuruluşlarına gerekli yaptırımlar yapılamıyor olabilir.

Bu virüs belasından elbet bir gün kurtulacağız. O zaman -en azından- sağlık sektörünün tamamen kamulaştırılması fikri ciddiyetle düşünülmeli. Çünkü özel sağlık kurumları pandemide sınıfta kaldı.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir