İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Adana’nın Huzur Bahçesinde Huzurun Sanatı: Ebru

Tahmini Okuma Süresi: 5 dakika

Köklü ve kadim bir tarihe sahip olan Adana'da pek çok tarihi mekan ve camii bulunuyor. Ancak Ulu Camii, öte zamana meydan okuyan ağaçlar, ahşap taburelerde demli sohbetler yapan insanlarla birbirinden ayrılıyor. Geçmişle bugün arasında eşsiz bir tünel görevi görüyor. Ulu Camii'nin heybetli binasının dış avlusunda kümelenen güvercinler, Camii'nin hemen yanı başında bulunan Ulu Camii Külliyesi ve Külliye içi atölyeler, çay bahçesi ve muazzam çiçekler ile birlikte olanlar bir tablo gibi öylece görünüyor. Ulu Camii Külliyesi, her eşyasını çok hızlı ve güçlü bir hızla ilerlediği kent yolculuğunda tam orta yerinde vaha gibi huzura susamışlara kucak açarak açıyor. Külliye dışında o vahanın tadını çıkarmak demli bir çayla ortaya çıkarırken Hüsn-i Hat atölyesi gözüme çarpıyor. İçerden heyecanla bir şeyler anlatan kadın sesi duyunca çay hızlı yudumlarla içip sese doğru gidiyor. Sesin sahibi, öğrencilerine “Ebru Sanatını” anlatan Kültür Turizm Bakanlığı Ebru SanatçısıAyşegül Kavas'ın olduğunu öğreniyorum. Konuşması bitince yanına gidip tanıştım. Ebru Sanatı'na dair merak ettiklerimi sordum, o da öğrencilerine gittiği gibi aynı heyecan ve öz veri ile İş'te Life Adana mikrofonlarına anlattı…

İş'te Hayat Adana/ Hanifi Aktaş

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ayşegül Kavas/Kültür Turizm Bakanlığı Ebru Sanatçısı

  • Erciyes Üniversitesi Dokuma ve El Sanatları Bölümü mezunuyum. Esas branşım halı kilim dokumacılığı. Fakat Ebruyla sanatı tanıştıktan sonra yoğunluğunu bu sanata verdim. hem kendi atölyemde hem de Ulu Camii Külliyesi içinde bulunan atölyede Ebru Sanatını öğretmeye şu anda çalışıyor.

Ebru Sanatı'na merak nasıl başladı?

 Üniversitede seçmeli ders olarak Ebru sanatı ile tanıştım. Ancak içine girince Ebru sanatına aşık oldum. İlk defa 14 yaşında bir belgesel fotoğrafını gördüm Ebru sanatını ve büyülenmiştim. Sonrasında da bu sanata olan ilgim arttı. Ancak o dönem Adana'da bunu öğrenebileceğim, tecrübe ettiğim bir yer yoktu. Daha sonrasında İstanbul'a öğretmenlik oluşumu için gitti ve orada iki sene yol gösteriyor. Bu süre boyunca çok değerli ustalarla çalışma fırsatım oldu. İstanbul'da Küçük Ayasofya'da Özbekler Tekkesi'nde çok değerli hocalarla paylaştım. Eda Özbek Anday (Özbekler tekkesi silsilesinden gelen bir insan. Hem mesnevi ve tasavvufta yetkin hem de Necmettin Okyay'ın torunu. Necmettin Okyay çiçekli Ebruları başlatan bir ustadır)Ayrıca Alparslan Babaoğlu ,Fuat Başar gibi çok değerli ustalarla çaldım.

Ebru Sanatı'ndan bahseder misiniz?

Hüsn-i Hat Atölyesinden Görünüm

Ebru normal bir zanaattır, yani meslektir. Dolayısıyla da usta çırak ilişkisi olan bir şecereden devam etmektedir. Ama günümüzde bu uğraş sanata dönüştü. Çoğu sanata entegre olma özelliğinden dolayı da dünyada bilinirliği hızla artıyor.

 Ebru yapmak için öncelikle tekneye kitre ile yoğunlaştırılmış su eklenir ve istenen kıvam yakalanır daha sonrasında teknede akış sıvı tülbentten süzülerek süzülür. Ebru yapımının sonraki dönemlerinde toprak boyalar ezilerek macun kıvamına getirilir ve boyaya öd eklenerek bu karışım 15 gün dinlenmeye bırakılır.

Herkes Ebru yapabilir mi?

Ebru nefsi ehlileştiren, nefsi terbiye eden bir sanattır. Yapan kişinin yapısını, tefekkür içinde olması ve Rabbi'nin sana zuhur ettiği inancını bir şekilde teknede görmeyiyi öğretir. Ebru yaparken zaman mefhumunu giyiyorsunuz. Sabah On'da tekne başına gideceği sabah Beş'e kalktığımı bilirim. Ama o saat aralığı bana bir saat gibi gelir.

Ebru'nun Tasavvufla ilişkisi bilinmektedir. Sizde nasıl tesir etti bu ilişki?

Fuat Başar Hocamızın derdi ki abdestsiz tekne başına geçme. Ben de bu gelenekten geldiğim için teknemin başına asla abdestsiz geçmiyorum. Teknenin başına edeple oturduğunuz zaman yaptığınız eser de ona göre şekilleniyor. Ayrıca hocanın derdi ki tekne hayatıdır. Doğduğunuz bu tekneye ne kadar hakimseniz hayatınıza da o kadar hakim olursunuz. Ebru sanatı külli iradeyle sizin cüzi iradenizin birleşerek ortaya koyduğu bir sanattır. Siz tekne başına yolculuğunuzda fırça darbenizi aşağı atmak niyetinde olabilirsiniz, bu sizin cüzi iradenizdir, ama külli niyetiniz onun yukarı gitmesine karar verirse atımınız yukarı gider. Hayatın da böyle olduğunu düşünürüz.

Ebru sanatının kökleri nereden geliyor?

Ebru sanatının köklerinin 9. ve 10. yüzyıla kadar uzandığı varsayılmaktadır. Orta Asya'dan İpek Yolu'ndan geçtiği sanılıyor. Yalnız orijinli Ebruların en büyük özelliği Japon ve Çinlilerin Ebruya benzer yapısından etkilendiği görülüyor. Bizde Japon ve Çinlilerden ayrı olarak Kitre, Salep ve Ayva organları gibi ağızlıklar ve organik malzemeler kullanılır.

Biz fırçalarımızı da boyalarımızı da kendimiz üretiyoruz. 16. Yüzyıldan bu yana süre gelen bu geleneği sürdürmeyi hedefliyoruz. Gül dallarından saplarımızı, kıllarından fırçalarımızı atıp, kızıl topraklardan boya yapıyoruz.

Ebru Sanatı'nda da iki ayrı ekolden bahsedilir. Nedir bu mesele?

Ebru sanatında iki ayrı ekol var. Gelenekselciler ve Yeniciler. Gelenekselciler Ebru sanatını daha gelenekçi tekniklerle yaparken, kullanımları ise Ebru sanatını daha çeşitli alanlar amacı için farklı teknik ve metotlar geliştirmişlerdir. En büyük teknik yapı, yapılandırılmış çalışma teknesi üzerinden çalıştırılırken, gelenekselcilerin tekne üzerinden kağıt sıyırarak çekmeleri, kullanımlarının sıyırmadan direkt olarak çekmeleri. Teknik farklılıkların dışında düşünsel değişiklikler de tabi olabilir.

Ulu Camii Dış Avlusu'nda bulunan güvercinler

Ulu Cami ve Külliye arasında yer alan çay bahçesi

Hüsn-i Hat Atölyesi içinden görünüm

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir