Sürekli savaşmak zorunda kalanlar,
O pedalı sürekli çevirmeye mecbur bırakılanlar
Hep bir şeyleri eksik kalanlar
Kendini, anlamı ve gerçeği arayanlar
Bağırsa da sesi duyulmayanlar
Ufak bir çığlıkla doğup sessiz bir iniltiyle göçüp gidecek olanlar
Ardından ağlayanı bir elin parmağıyla eş olanlar
Hayatı hayallerine yetmeyenler
Yolu hep patika olanlar
Elindeki gülün dikeninde kanayanlar
Omuzlarındaki yükle eğilenler
Göz altındaki torbalara hüznünü ekenler
Geceye isyan bırakıp sabahına işe gidenler
Eşref-i mahlukattan umudunu kesenler
Cebindekini aklındakine yetiremeyenler
Umduğunu bulamayanlar
Ummaktan vazgeçenler
Toplaşın hele…
Kalabalığız, çok kalabalığız
Hep bir elden çabaladık olmadı
Her bir elden boş versek belki olur
Dağılır karabulutlar, güneş parlar
İçimiz gıcırdar
Aşımıza lezzet,
İşimize bereket,
Bedenimize sağlık
Aklımıza fikir,
Evimize neşe,
Kalbimize aşk,
Ruhumuza sükunet gelir belki
Biz kalabalığız
Biz ruhsuz dünyanın ruhuyuz
Biz tüm zamanların gerçekliğiyiz
Biz
Kalabalığız.
İlk yorum yapan siz olun