İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Perdeler Tatlı Yaz Esintilerine Kavuştuğunda

Tahmini Okuma Süresi: 3 dakika

Dışarıda kavurucu bir sıcak, evin içinde ise tatlı bir serinlik vardı. On üçüncü katın büyük salonunun bembeyaz perdeleri ara ara esen rüzgârdan kımıldadıkça içeriye yorgun ve ılık bir esinti giriyordu. Beyaz perdelere eşlik eden beyaz duvar, beyaz masa ve yeni temizlenmiş beyaz fayanslar serinlik hissini ve huzuru artırıyordu. Fakat perde dışında odada kımıldayan hiçbir şey yoktu. Dışarıda da durum farklı değildi. Tüm şehir güneşin gazabından bir gölgeliğe sığınmış gibi sokakları ve caddeleri terk etmişti. Yine de bu terk edilmişlik acıdan çok huzur hissini uyandırıyordu…

Yıllar öncesinde tuttuğum bir not defterindeki bu satırları sizinle paylaşmamın bir sebebi var elbet.

Eski not defterimin satırları arasında zamana direnen bu anımdaki gibi zamanlar ölümün, hastalığın, savaşın, afetin ve diğer tüm kötü şeylerin akıldan çıktığı zamanlardır. Yüksek duygulara, ani değişimlere, karanlığa ve gizeme yer olmayacak kadar dingin ve ışığı bol bir yaz öğlesindeyseniz ve yazın hükümdarı Çukurova’daysanız bu tatlı tembelliği bilirsiniz. Perde dışında neden hiçbir şeyin ve hiçbir kimsenin kımıldamadan durduğunu bilirsiniz. Fakat çoğunuza sıkıcı gelen bu kısa yaz an’ımı özlemek için onlarca sebebim olduğuna da tahmin edebilirsiniz.

O evin büyük salonunda hareketsiz durduğum yaz öğlesinde gerçekten de ölüme, hastalığa, savaşa ve afete uzaktım. Şimdi her birisine ayrı ayrı yakın hissetmek benim gibi tembel güneylileri fazlasıyla yoruyor. O günden bugüne çokça güzel insanı aniden kaybetmiş olmak yıpratıyor. O yüzden bugünlerde ani değişimlere, harekete, karanlığa ve kışa tepkiliyim. O günden bugüne hiçbir ani değişim, hiçbir karanlık ve hiçbir kış hayır getirmedi. O yaz huzurun, tembelliğin ve hareketsizliğin tadına son defa varmıştım.

Yine de bu yazı ümitle bekliyorum. Başka büyükçe bir salonda, ılık esintiyi ve hareketsizliğin ruha kattığı bilgeliği bekliyorum.

Tüm acıları ve travmaları hareketsizliğime gömdüğüm o yazı bekliyorum.

Sokakların savaştan veya afetten değil, güneşin gazabından boşaldığı o günü bekliyorum.

Perdeyi yalnızca rüzgârın kımıldattığı o kaygısız yazı bekliyorum.

Not defterimde zamana direnmeyi hak edecek yeni bir yazı bekliyorum.

Darbesiz, salgınsız, depremsiz ve savaşsız o sakin yazı bekliyorum.

O yaza kavuştuğumda sözüm olsun, karamsar yazılarımı yazmayacağım sizlere. Hele hele siyasetçilerden, vaatlerinden yahut icraatlarından asla bahsetmeyeceğim. Büyük olaylardan, büyük başarılardan büyük insanlardan bahsetmeyeceğim. Olabildiğince büyük salonlara sığan küçük hayatları, küçük tembellikleri ve huzuru anlatmaya çalışacağım.

Yaza kadar canımızı, sağlığımızı ve sevdiklerimizi ihmal etmeden hep birlikte bekleyelim. Bu yaz o yaz olacak inanıyorum. Perdeler tatlı yaz esintilerine kavuşacak, bizse huzura.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir